Sevgili İstanbul
Sevgili İstanbul,
Ne senle ne sensiz bir hayat var aslında. Olmasan özlenirsin, olsan nefret ederiz. Yahu biraz daha sakin olaydın ne olurdu?
Eski zaman kafasında yaşıyorum çoğu zaman. Sanırım 1960larda karşılaşmalıydım seninle. O zaman kesin daha iyi anlaşırdık. Çayın daha demli, balığın daha leziz, boğazın yüzülebilir, tepelerin yemyeşil olurdu. İspanyol paça pantolonumun üstüne, dikine çizgili, göbek deliğine kadar düğmelerini araladığım dar, beyaz gömleğimi giyerdim. Efil efil, püfür püfür olurdun o zaman.
Lafı geçmişken, ispanyol paça pantolonu da ancak 1960 da giyerdim heralde, bir erkek niye ispanyol paça pantolon giyer ki :)
Ve yine lafı geçmişken, 1964 yılında İstanbul için yapılmış bir belgeseli de paylaşayım :
(Kaynak : İstanbul 1960 lı Yıllar | izlesene.com)
E söyledim ya, ne seninle ne sensiz yaşanır diye. Şöyle balkonumdan bir baksam sana, baharın yeni gelmiş, kuşların cıvıl cıvıl. Başka bir şehir yok dengin. Ne sevmekle ne de nefret etmkele özdeşsin aslında, sen sadece tutkusun. Bugün bir 10 fotoğrafın benden :)
Hava o kadar güzel, trafik o kadar berbat, kuşlar cıvıldar, boğazında yüzülmez… Ne biçim çelişkisin böyle. Hazır çelişki demişken; ispanyol paça pantolon fena fikir değil aslında :)
Devreler yandı yine senin hakkında yazayım derken. Görüşürüz yakında.
Sevgiler, iyi pazarlar, keyifli günler.
(bkz : https://www.flickr.com/photos/fdonmez/sets/72157629923072164/)
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!